Hukuk Yargılamasında "İstinaf" Kanun Yolu

Perşembe, Ağustos 25, 2016, 12:45

Daha önce Ceza Yargılamasında İstinaf başlıklı makalemizi yayınlamıştık. Bu makalede Hukuk Yargılamasında İstinafı ele alacağız.

Temelleri yıllar öncesinde atılmış ve 2013 yıllarında Hukuk Muhakemeleri Kanunumuzda düzenlenmiş olmasına müteakip nihayet 20 Temmuz 2016 tarihinde uygulanmaya başlanmış olan İstinaf Kanun yolu ve Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk dünyamızda ve uygulamada karışıklıklara yol açacak gibi gözüküyor.

Avukatlar ve Hakimler arasında da henüz bir bilinmeyenli denklem olan istinaf, ‘’temyiz etme’’ sözcüğüne oldukça aşina vatandaşlarımız açısından da açıklığa kavuşturulması gereken bir kurum. Öyleyse sizler için basit şekilde özetlemeye çalışalım;

Sözcük itibariyle ‘Yeniden Başlamak’ anlamına gelen İstinaf kanun yolu, yeni düzenlemelere göre yerel mahkeme kararına istinaden Bölge Adliye Mahkemelerine başvuru üzerine yeniden yargılama yapılması anlamına gelmektedir. Böylece İstinaf Mahkemeleri, yerel mahkemeler ile Yargıtay arasında yeni bir derece mahkemesi olarak görev yapmaya başlamıştır ve yargılamaların artık 3 aşamalı şekilde denetleneceği anlamını taşımaktadır.

Temyiz ile İstinaf Arasındaki fark nedir?

  • Temyiz başvuruları Yargıtay’a yapılırken, İstinaf başvuruları Bölge Adliye Mahkemelerine yapılmaktadır.
  • Yargıtay, temyiz edilen dosyayı yalnızca hukuki yönden inceler. Yani; söz konusu dosya ile ilgili esasa giremez ve yalnızca başvuru süreleri, kanun maddelerinin olaya doğru uygulanıp uygulanmadığı, hukuka aykırılıkların var olup olmadığına ilişkin bir inceleme yapar. Her ne kadar Yargıtay esasa ilişkin kararlar da vermiş olsa, asli görevi HUKUKA UYGUNLUK DENETİMİ yapmaktır. Ancak esasa ilişkin denetim ihtiyacı karşılanmadıkça Yargıtay görevinin dışına çıkmakta ve esasa yönelik incelemeler yapmaktaydı, iş bu sebepler Yargıtay’da olan dosyaların senelerce beklenmesine yol açmaktadır.
  • Bölge Adliye Mahkemeleri ise, artık istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine hem hukuka uygunluk denetimi hem de esasa ilişkin denetim yani; vakai inceleme yapmaya yetkili kılınmıştır. Yerel mahkemenin kararına müteakip yapılan istinaf başvurusu üzerine, İstinaf mahkemelerince adeta yeniden yargılama söz konusu olabilecektir.
  • Yargıtay’daki dosyalar için nadir olarak duruşma görülürken, Bölge Adliye Mahkemelerinde duruşmalar görüleceği gibi, tanıktan, keşiften ve Bilirkişi’den yararlanma da söz konusu olacaktır.

İSTİNAF KANUN YOLUNDA USUL (HMK 341-360)

  • İlk derece mahkemelerinden verilen ve İlk derece mahkemelerinin diğer kanunlarda temyiz edilebileceği veya nihai(kesin) kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı ,haklarında Yargıtaya başvurulabileceği belirtilmiş olup da bölge adliye mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işlere ilişkin nihai kararlarına karşı, bu kararların taraflara tebliğinden itibaren 2 HAFTA içinde İstinaf kanun yoluna başvurulabilir.
  • İstinaf yoluna başvurma, HMK madde 342’de belirtilen özellikleri taşıyan bir dilekçeyle kararı veren mahkemeye veya bir başka yer mahkemesine verilerek yapılır. Dosya, kararı veren mahkemece, istinaf dilekçesinde gösterilen daire ile bağlı kalınmaksızın, ilgili bölge adliye mahkemesine gönderilir.
  • İstinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve tebliğ giderleri de dâhil olmak üzere tüm giderler ödenir. Bunların hiç ödenmediği veya eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren mahkeme tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi hâlde başvurudan vazgeçmiş sayılır. Verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verir. Bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması hâlinde, 346 ncı maddenin ikinci fıkrası hükmü kıyas yoluyla uygulanır.
  • İstinaf dilekçesi, kararı veren mahkemece karşı tarafa tebliğ olunur. Karşı taraf, tebliğden itibaren iki hafta içinde cevap dilekçesini kararı veren mahkemeye veya bu mahkemeye gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verebilir. Kararı veren mahkeme, dilekçeler verildikten veya bunun için belli süreler geçtikten sonra, dosyayı ilgili bölge adliye mahkemesine gönderir.
  • Taraflar, ilamın kendilerine tebliğinden önce, istinaf yoluna başvurma hakkından feragat edemez. Başvuru yapıldıktan sonra feragat edilirse, dosya bölge adliye mahkemesine gönderilmez ve kararı veren mahkemece başvurunun reddine karar verilir. Dosya, bölge adliye mahkemesine gönderilmiş ve henüz karara bağlanmamış ise başvuru feragat nedeniyle reddolunur.

Başvurunun icraya etkisi MADDE 350- (1) İstinaf yoluna başvurma, kararın icrasını durdurmaz.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRESİ KARARLARININ TEMYİZ EDİLMESİ;

  • Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinden verilen TEMYİZ EDİLMESİ YASAKLANMAMIŞ kararlar ile hakem kararlarının iptali talebi üzerine verilen kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde temyiz yoluna başvurulabilir.
    • Değeri yirmibeşbin Türk Lirası ve bunu geçmeyen davalara ilişkin kararlar.
    • 23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunundan doğup taşınmazın aynına ilişkin olan davalar hariç ,özel kanunlarda sulh hukuk mahkemesinin görevine girdiği belirtilen davalarla ilgili kararlar.
    • Yargı çevresi içinde bulunan ilk derece mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek için verilen kararlar ile merci tayinine ilişkin kararlar.
    • Çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlar.
    • Soybağına ilişkin sonuçlar doğuran davalar hariç olmak üzere, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davalarla ilgili kararlar.
    • Yargı çevresi içindeki ilk derece mahkemeleri hâkimlerinin davayı görmeye hukuki veya fiilî engellerinin çıkması hâlinde, davanın o yargı çevresi içindeki başka bir mahkemeye nakline ilişkin kararlar.
    • Geçici hukuki korumalar hakkında verilen kararlar

Yukarıda belirtilen Bölge Adliye Mahkemeleri kararlarına karşı Temyiz Yoluna başvulamaz.

Bir Özet halinde açıklamaya çalıştığımız Hukuk Yargılamasında İstinaf Kanun Yolu’nun hukuk dünyamızdaki sorunlara ve Yargıtay’da senelerce kalan dosyalara çözüm mü getireceği yoksa; 3 kademeli denetim sebebiyle davaların hızlıca sonuçlanmasının vahim bir şekilde önüne mi geçeceği uygulamada öğrenilecektir.

Ancak; Kanaatimizce, Yerel Mahkemelerde görev yapan Hakimlerin herhangi bir eğitime tabii tutulmadan Bölge Adliye Mahkemelerine kaydırılmaları, bu mahkemelerden beklenenleri karşılamayacak ve istinaf yargılaması da yerel mahkeme bakış açısından öteye geçemeyecektir.

Sevgiler

ER&ER HUKUK VE DANIŞMANLIK

Av. Osman EREL

 
Copyright ©2016 ERER Hukuk Danışmanlık ve Arabuluculuk, Tüm hakları saklıdır. Web Tasarım - Elitnet Yazılım