Ceza Hukukunda Uzlaşma

Pazartesi, Mayıs 08, 2017, 17:52

Yasalarımıza 2005 yılında yapılan değişikliklerle girmiş olan Uzlaşma hem usul hukuku hem de maddi hukuku içeren karma bir kurum olarak kabul edilmektedir. CMK 253-255 ve TCK 78. maddelerinde yapılan düzenlemelerle günümüzde uzun süren yargılama ve soruşturmaların, mağduru daha da yıpratmaması ve zararının mümkün olan en kısa sürede karşılanmasının sağlanması adına hızla gelişen ve tercih edilen bir hukuki işlem halini almıştır. İlk defa ABD' de ''mediation'' ismiyle ortaya çıkan bu kurum, kelime anlamı itibariyle de ''aracılık etmek'' anlamına gelmektedir. 

Günümüzde artan suç tipleri ve yaşanan bazı basit denilebilecek olumsuzlukların adli mercilere yansımasıyla soruşturma süreçleri ve akabinde yargılama başlar ve çoğu zaman davaların sonuçlanması 3-5 yılı bulmaktadır. İşte bu noktada Cumhuriyet Başsavcılıklarında yürüyen soruşturmaları ve mahkemelere intikal etmiş ceza davalarını taraflar üzerinde baskı yaratmadan, objektif ve hukuka uygun şekilde ceza adalet sistemi dışına çıkararak çözümlenmesi ve tarafların taleplerini özgürce dile getirmesi adına Uzlaştırma Kurumu büyük bir önem arz etmektedir. Böylece hak arayan mağdur, hukuka uygun her türlü talebi şüpheli/sanığa teklif edebilir ve yargılama sürecinin uzunluğundan yıpranmadan zararını karşılayabilecek hale gelir. Öte yandan hapis veya para cezası tehdidi altında olan şüpheli/sanık ise mağdurun zararını karşılaşayarak hem vicdani hem de hukuki sorumluktan kurtulacak ve neticede savcılık ve mahkemelerdeki iş yükü hafiflediğinden kamu barış ve sağlığı adına yürütülmesi gereken çok daha mühim yargılama ve soruşturmalar daha hızlı ve etkin şekilde yürütülebilecektir. 

Şüphesiz ki Ceza yargılamasının amacı Kamu vicdan ve barışını korumak ve bu düzen bozulduğundan cezalandırma yöntemiyle toplum vicdanını rahatlatmaktır. Her ne kadar cezalandırma bir yöntem olarak kabul edilebilir de olsa mühim olan Mağdurun zararını karşılaması ve zarar gördüğü suçtan mümkün olan en hafif şekilde sıyrılmasıdır. Lakin uygulamada senelerce süren Ceza yargılamalarında failin cezalandırılması mağdurun zararını karşılamamakta, zararın karşılanması adına Tazminat talepli yeni bir hukuk davası veya icra takibi yollarına gidilmek durumundadır. Adil olan mağdurun zararının seneler sonra değil suçtan en çok zarar gördüğü anda karşılanması olduğundan, Uzlaşma en sık tercih edilen yöntem haline gelmeye başlamıştır.

UZLAŞTIRMA NASIL VE KİM TARAFINDAN YAPILIR?

Uzlaştırmaya tabi suçlar (aşağıda belirtilecektir) için açılan soruşturma dosyalarında iddianame düzenlenmesi için yeterli şüphe mevcut ise dosya öncelikle Uzlaştırma Savcılığı bürosuna gönderilir ve söz konusu dosya için bir Uzlaştırmacı görevlendirilir. Hali hazırda davası açılmış uzlaştırmaya tabi suçlar için ise; yine, mahkemece dosyalar Uzlaştırma bürolarına gönderilerek uzlaşmaya sevk edilir. Görevlendirilen uzlaştırmacı dosyaları teslim aldığından itibaren öncelikle mağdur/müşteki ile irtibata geçerek uzlaşmanın keyfiyete bağlı olduğunu, objektif ve tarafsız olacağını, uzlaşmayı kabul etmek adına şüpheli/sanık 'tan her türlü hukuka uygun maddi manevi talepte bulunma hakkı olduğunu ve uzlaşmanın hukuki sonuçlarını anlatarak kendisine bir uzlaşma teklif formu sunar. Uzlaşmayı kabul eden veya belli şartlar talep edip bu şartların gerçekleşmesi ile uzlaşacağını belirten mağdur/müşteki nin onayı ile şüpheli/sanık ile irtibata geçilerek teklif sunulur. Taraflar müzakereler için biraraya getirilerek tarafsız ve yansız olarak hukuki sonuçlar hakkında önerilerde bulunulduktan sonra taraflar arasında ''barış'' sağlanmaya çalışılır. Uzlaşmanın kabul edilmesi halinde savcılık aşamasında bulunan soruşturma dosyalarında ''kovuşturmaya yer olmadığına'' dair karar verilir. Taraflar söz konusu dosya kapsamındaki suç için bir daha hiç bir hukuki yola başvuramayacaktır. Mahkeme aşamasındaki dosyalarda uzlaşmanın meydana gelmesiyle davada ''düşme'' kararı verilir. 

Uygulamada uzlaşmak isteyen mağdurların şüpheliye çoğu kez şart ve taleplerde bulunduğu görülmektedir. Bu talepler kimi zaman belli miktar para, çocuğunun eğitim masraflarının karşılanması, bir kuruma bağış yapılması gibi maddi talepler olabileceği gibi, kimi zaman ise Özür dilenmesi, gazeteye özür ilanı verilmesi gibi çeşitli manevi talepler de olabilmektedir. Şartların uzun süren zamana yayılması ve süreklilik arz etmesi halinde şartlar tamamlanıncaya kadar savcılık aşamasındaki dosyada ''edimlerin yerine getirilmesine kadar davanın açılmasının ertelenmesi kararı'', mahkemede ise ''hükmün açıklanmasının geri bırakılması'' kararı verilir. Söz konusu edimlerin yerine getirilmesinin ihlal edilmesi halinde savcılık dosyasındaki ertleme kalkar ve dava açılır. Mahkeme dosyasında ise açıklanmayan hüküm açıklanarak sanık cezalandırılır. 

Görüldüğü gibi Uzlaşmada en önemli nokta tarafların maddi ve manevi haklarının korunması ve taraflara eşit ve objektif şekilde yaklaşılmasıdır. Taraflara uzlaşmaları yönünde baskı yapmak ve onları yanlış yönlendirmek suretiyle hak arama hürriyetini ihlal etmek Yasak olduğu gibi Uzlaştırmacılık ruhuna aykırıdır. Uygulamada bazı Uzlaştırmacıların mağdurları uzlaşma yönünde zorladıkları görülmektedir. Bu sebepten yeni yayımlanacak olan Uzlaştırma Kanunu neticesinde artık Uzlaştırmacılar yalnızca Avukat olabileceklerdir. 

UZLAŞMAYA TABİ SUÇLAR

Türk Ceza Kanunu’nda uzlaşma kapsamına giren suçlar şunlardır:

  1. Kasten Yaralama Suçu (TCK m. 86, fıkra hariç)
  2. Kasten Yaralamanın İhmali Davranışla İşlenmesi (TCK m. 88)
  3. Taksirle Yaralama Suçu (TCK m. 89)
  4. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehdit (TCK m. 106)
  5. Tehdit Suçu (TCK m. 106/1)
  6. Konut ve şyeri Dokunulmazlığını İhlal Suçu (TCK m. 116)
  7. İş ve Çalışma Hürriyetinin İhlali Suçu (TCK m. 117/1)
  8. Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma (TCK m. 123)
  9. Hakaret Suçu (TCK m. 125 3. Fıkra a bendi hariç)
  10. Haksız fiil nedeniyle veya karşılıklı hakaret (TCK m. 129)
  11. Kişinin Hatırasına Hakaret Suçu (TCK m. 130)
  12. Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu (TCK m. 132)
  13. Konuşmaları Dinleme ve Kayda Alma Suçu (TCK m. 133)
  14. Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu (TCK m. 134)
  15. Hırsızlık (TCK m. 141)
  16. Kullanma hırsızlığı (TCK m. 146 2 cümle hariç)
  17. Alacağın Tahsili Maksadıyla Cebir ve Tehdit Kullanılması (TCK m. 150)
  18. Mala Zarar Verme TCK m. 151
  19. İbadethaneler ve Mezarlıklara Zarar Verme Suçu (TCK m. 153) Hakkı Olmayan Yere Tecavüz Suçu (TCK m.154/1)
  20. Güveni Kötüye Kullanma TCK m.155
  21. Bedelsiz Senedi Kullanma Suçu (TCK m. 156)
  22. Dolandırıcılık (TCK m. 157)
  23. Dolandırıcılığın, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi hali (TCK m. 159)
  24. Kayıp veya Ele Geçen Eşyayı Tasarruf Suçu (TCK. m. 160)
  25. Şirket veya Kooperatifler Hakkında Yanlış Bilgi Verme Suçu (TCK m. 164)
  26. Suç Eşyasını Satın Alma veya Kabul Etme Suçu (TCK m. 165) Bilgi Vermeme Suçu (TCK m. 166)
  27. Yağma ve nitelikli yağma hariç “Malvarlığına Karşı Suçlar” başlığı altında yer alan suçların haklarında ayrılık kararı verilmiş olan eşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamayan kardeşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamakta olan amca, dayı, hala, teyze, yeğen veya ikinci derecede kayın hısımlarının zararına olarak işlenmesi hali (TCK m. 167)
  28. Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması Suçu (TCK m. 209/1)
  29. Aile Hukuku Yükümlülüğünün İhlali Suçu (TCK m. 233/1)
  30. Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (TCK m. 234)
  31. Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması (dördüncü fıkra hariç, TCK m. 239)
  32. Yabancı devlet bayrağına karşı hakaret (TCK m. 341)
  33. Yabancı Devlet Temsilcilerine Karşı İşlenen Suçlar (TCK m. 342) Mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar bakımından ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar (CMK 253/1-c) 

UZLAŞTIRMACI AVUKAT

İpek ERTUĞRAL

 
Copyright ©2016 ERER Hukuk Danışmanlık ve Arabuluculuk, Tüm hakları saklıdır. Web Tasarım - Elitnet Yazılım